NEREYE BIRAKTIYSAN ORADADIR!


    Oldum olası eşyalarımı bıraktığım yerde bulmayı istemişimdir. Bunu başta hızlı hareket ederken ya da birden fazla iş yaparken bakmadan yapma adına kolaylık sanıyordum. Yaş aldıkça bu duygunun pratiklikten ziyade güven duygusuyla bağdaştığını öğrendim. İnsan eşyayla nasıl bir güven duygusu kurar diyeceksiniz, biliyorum. Baktım ki insanlarımda da aynı özeni arıyorum. Arkamı döndüğümde, yüzüne bakmadan elimi uzattığımda hâlâ orada olmalarını bekliyorum. Bulunca ısınıyorum. Uzun zamandır aramadığım ve aramayı dert edindiğim, köşeyi dönerken yüzünün silinmesinden korktuğum için köşeler oluşturmadığım dostlarım vardı. Tabii ki dostlukta sitem ve korku yok diyeceksiniz ama benim korkum kendi vefasızlığımdan olacak ki aramak istedim bu hafta. Bir dönüp baktığımda düşüp kalkmış ve gülümseyen bir dosttan, sana geçmiş olsun demek kalmasın istiyorsun. Kulakların dinleyerek yük hafiflettiğini biliyorsun. Usul usul akıyorsa ne mutlu ve bir başka. Neyse aradım ve kaldığımız yerden muhabbete devam ettik. Başta dediğim gibi, bıraktığım yerdeydiler. Küçük bir çocuğun düşmesinden korkar gibi etrafını yastıkla doldurup kapattım muhabbeti. İçim sıcacık. 
    Bu eylem her şeyime yayıldı. Organlarım, kan değerlerim, uykularım yerinde mi, bıraktığım gibi mi diye onlara da baktırdım. Doktora üç hastalığımı utana sıkıla, biriktirilmiş dosya gibi yığdım. Sebepler de sundum, ikimiz de inandık. Orada henüz her şey bıraktığım yerde değil. Çağırıyorum, sesimden tanırlar, sesim oturunca gelirler. Sanırım bir de bu arkama dönüp kontrol etme işini abarttım ki sağ gözüm yorulmuş. Siz peki? Ardınıza sağınızdan mı, solunuzdan mı dönersiniz? Pek bir önemi var mıdır? Siz düşünürken ben devlet dairelerindeki adımı, sanımı da yerinde mi diye, yoksa olsun diye bu haftaya sığdırırak yine bir işe koyuldum. Pasaport, ehliyet yenileme, vesikalık derken o işlere de baktık. Bir rahatladım. Yığınlarımın tepesinden intihar edecekken onları hallederek bir riski azalttım. Gözümde büyüyen işler gibi gelirdi eskiden, şimdi yaşlılar gibi canı sıkılıp uğraş arama zevki oluşturdu içimde. Bu zevk yeni ve komik.
     Günlerimiz yoğun ve yorucu. Gündem seçim ve annelerdi. Seçim ikinci tura, anneler dünyadan bize kâr kaldı. Sahi bu bıraktığın yerde bulma işi de annelerin öğretmesi değil mi? Nereye bıraktıysan oradadır kızım. 
    Her şeyi bıraktığı yerde kalsın isteyen ben, dünyayı içimde yerli yerinde istemiyorum. Ne diyordu bir dizede?
    Şeyhim kainata alışamadım.

Yorumlar

Popüler Yayınlar