HAFTANIN DERİNLİKLERİ
Haftanın derinliklerinde neler görüldü, aktarıyorum. Yeni her insanda Kristof Kolomb gibi kıtalarımı keşfettiğimi gördüm bu hafta. Evet, herkesten uzakta bir yere açılmış oluyorum ama yerleşeceğim yeni köşeler buluyorum. İlginçtir ama bu yer, herkese karışarak bulduğum herkesten uzak bir yer. Kendime cam kenarı. Yeni uyanışım şu: Ortamlarda ben burdayım diyen biri olmamışım hiç, hep bana da yer var mı diye usulca sızmışım. Kimse fark etmeden gölümü sulamışım. Ben bu sormalarımı nezaket diye yorumlarken özgüvensizlik mi diye düşündürtüyorum insanlara. Kendime güveniyor musun kız? Sırtımı yaslayacak olan ben olmasam sırtımın sırtı olurdum. Öyle bir güvenmek. Ayılarımın hep kışı vardı, dayılarımın hiç kız kardeşi olmadı? O yüzden kendimden daha âlâ bir seçenek kalmadı. Hatta şöyle bir parantez açayım. Bugün cimere ettiğim şikayetin sonucu geldi, kendime sağlık. Ne şikayeti mi? Hani kadın olduğum için bana otobüs bileti kesmeyen bir firma vardı da ben gece yarısı kalmıştım ortalıkta. Heh işte ben de mahalleyi toplayıp gidemediğim için, zart partiden zurt milletvekili tanıdığım olmadığından cimere firmayı şikayet etmiştim. Dedim ki kadın olduğum için bu topraklarda ayrımcılık görüyorum. Bir devlet varsa beni koruyup eşitlemeliydi. Çağı hatırlatmalıydı. Firmanın müdürünü ifadeye çağırmışlar. Şimdi diyeceksiniz ki salmışlardır. Bence de ama en azından zamanı boşa gitti ya yine yeterdi. Salınmayacağı zamana kadar dolaşsın. Çünkü gece yarısı ben kimsesizlik ve çaresizlikle dolaşırken gerçekten bir şeylerin de birbirine dolaştığını hissetmiştim. Bazı duygular vardır, mekan ve zamanın koşullarına göre pamuk gibi hissettirebilecekken son vedadaki pamuk tıkamaları gibi öldüm zannettiriyor. Halbuki bugün durakta alnımın ortasına güvercin pislerken ne kadar yaşıyor gibiydim. Dedim işte şairin dediği kuşlar uçuyor mevzusu. Komik geldi, güldüm. Artık deli mi zannedilirim diye takılmadığım yaşlardayım. Deliyim, kuyulara taş atıyorum. Siz akıllıların insanlara attığından daha temiz. Burada kime atarlanıyorum hiçbir fikrim yok. Oysaki atarım olmadığı için giderimler hiç ciddiye alınmıyor. Biraz unutmasam biraz kin tutabilsem her şey çok daha kolay olacak. Affetmenin un fabrikası ben miyim? Kim affetmeye dair ne yapacaksa tam yerine geldiniz deyip veriyorum. Bunlar da sadaka mıdır Allah'ım? Dilencilerin vah vah deyip geçtiği gibiyim bu konuda. Neyse yeni yıldan umutluyuz. Geçende nasıl girersek öyle geçer demiş biri. Ben durur muyum? Hemen 2 Ocak'ı savundum. 2 Ocak belki de ders verici olaylara gebeydi, belki de daha tazeydi. Ne demek 1 Ocak'ın kopyası olmak. Diğer günlere ayıp vallahi kuzum. Her gün umuttur hem, demeyin öyle şeyler. Ne diyelim Hanım Abla diyor, taksici edasıyla 2023'ün son günleri. Nefes alıyorsun ya her şey için erken ve her yer geç kalınmayacak kadar sevgili. Hayat çok kötü günlere rağmen seni hak ediyor. Kendini mahrum etme, kendinden mahrum etme. Ayağındaki o dikeni çıkar ve ayağını kesmeye gelen kendini uğurla. Buraya kadar geldiysen de ayaklarına sağlık.
Yorumlar
Yorum Gönder