NEYİ EKSİK KOYDUM Kİ?


     Bir eşikteyim. Ya evde kalacağım ya bilinmeyen o sokağı kaybolsam da evim yapacağım. Ya otur oturduğun yerde diyenleri dinleyeceğim ya da seni bağlayan hiçbir şey yokken ipini çöz, diyenleri. Şöyle kapalı kapalı konuşma da olayı anlat diyenler için gelişmeye geçeyim. Sözün bile iki üç kelamdan sonra kademesi değişiyor da gelişti diyoruz. İnsan, şu dünyada iki üç kelamdan sonra susmanın gelişmek olduğunu anlamıyor. Ne farklıyız da şimdi mevzu bu değil. Susmayacağım yani.

     İl dışı tayin listeleri açıklandı. Benim puanım çok düşük, sayısaldan gidince bir yerin gelmesi imkansız. Ama ben sayısalcı değilim, adım umut olsaydı ismini en güzel taşıyan insan seçilirdim. O yüzden bu aralar Samsun gelmesi ihtimalini düşünüyorum. Grupta Samsun isteyen yüksek puanlı arkadaşlar var ama umudun kulağı yok, laf dinlemiyor. Eee Ereğli deniz kenarı, insanı güzel, kaliteli insanlar da tanıyorum. Beni buradan kaldırıp götüren ne? Şehre gelen kızın yanından kişiler gelir geçer ve bir müddet sonra herkes silüetleşir. Kız sokakta kimse kalmadıktan sonra tek kalır. Ben bu şehirde hep öyle hissettim. Dahası şöyle, tanıdığım çok yakın insanlar yordu. Hayır diyene kadar tükenmiştim. Değerlerime ters insanlara, saygı duyuyorum zannederken kendim ne hâldeyim unuttum. Senin ayağın sağken sol olanla yürüyebilirsin ama ters yöne gidiyorsa çarpışırsın. Çok kazalarım oldu. Dört yılın sonunda artık hayır demek kolay, açıklamalı uzun laflar kısa, ben demek ayıp değil. Tercih listesine bakıyorum, hep dört yıl önce açılan yerler. O zamanlar nereyi yazsam orası bana gelecek sıralamam vardı. Neden Samsun ya da yakınını yazmadım diye düşündüm bugün. Hep dağlık yerlerdi ve tek zor olurdu. Zonguldak altı saat görünüyordu, merkezdi. Sonra ne oldu? Otobüsle altı saat oldu on saat, özel araçta hız sınırıyla yine dokuz saate ulaştık. Geliriz diyenler gelmedi, gideriz dedik gidemedik. Cenazeler bizsiz kalktı, düğünleri kuranlar biz değildik. Bir geldim kundaktaki okula başladı, bir geldim oyun oynadığımın isteyeni olmuş. Geçende dedim ki bir arkadaşa ben bu şehirde sonsuza kadar tek kalmaktan korkuyorum. Çünkü Samsun'a ancak emekli olunca gidebilirsin neredeyse. Kimse kımıldamıyor yerinden. Şimdi şehri gücendirmeyeyim. Bir telefonumla herkes yanımda oluyor, güzel arkadaşlarım daha çok. Ama beni anlıyorsunuz değil mi? Herkes akşam ezanından sonra çocuğunun poposuna bir tane vurup içeri aldığında ayın altında ettiğim dans değil. Aslında yalnızlığıma da bayılıyorum. Gitsem daha mı iyisi olacak, bilmiyorum. Daha kötüsü mü olur, cesaret etmedikçe bilemem. Dağlık diye yazmadığım o yerlere sığınıyorum şimdi, aslında ailene yakın yere gitmek istiyorsun. İnsan başladığı yerden sessizce çıkarken gürültü çıkara çıkara geri dönmek istiyor. Günü batırıp her şeyi mahvettiğinde annenin tarif defterine bakmak istiyorsun. Neyi eksik koydum ki?

Yorumlar

Popüler Yayınlar