SÜT KIZLAR

 Selamün aleyküm Dostlar... Biliyorsunuz ki artık kız imam-hatip lisesindeyim ve yurdu da var. Yani aklımda hep o şarkı çalıyor: Bütün kızlar toplandık. Ve aklımda hep o tabir: kız neşesi...

 Günler her şeye şaşırmakla geçiyor. Beni bilenler bilir. Suyun akışı, yağmurun başlaması, kapının bir anda kapanması, bir çocuk çığlığı fark etmeksizin tüm sıradan olayların mekanı değiştiğinde ilk defa görüyor gibi sevinçli tepkiler veririm. Demek burada kapı böyle çarpıyor, aaa sizde sular bu saat aralığında mı kesilir, sizin köpekleriniz ikiye bir mi havlar? Yolcu arabalarının şoförü sigarayı atıp mı çalıştırır arabayı? Virajları dönerken kaç ağaçla kutu kutu pense oynarız? Yoldaki çukurları bir şehrin ergenlik gözenekleri saysak geçer mi? Demek sizdeki kettle böyle tıklıyor? Yahu kettle her yerde aynı tıklar. Bırakmalıyım bu kimseler övmemiştir diye abartılı övdüğüm kettlın peşini. Her şeye yorun bunu. 

Dün akşam kızların odalarını tek tek gezip ışıklarını kapatırken o büyülü cümleyi kurdum. İyi geceler... Nasıl bir duygu biliyor musunuz? İki dakika göz kulak ol diye emanet edilen bir şeye; tutmayı, bırakmayı, tırmanmayı, yuvarlanmayı, bolca durmayı, hep koşmayı öğretirkenki molalarda rüyalar sunmak... Yüzü aşkın çocuğum var gibi hissediyorum. Okulda beraberiz ve bir nebze evde. Küçükken öğretmenlerin okulda uyuduğunu düşünen çocuklar haklı çıktı. Yurtla okul aynı binada. Okulda öğrencilerimle uyuyor gibi bir şey bu. Her hâlimizi görüyoruz. Nöbetçi öğretmen, açık okul. Reçetenizde uyumadığınız zamanlarda bu ilacı alabileceğiniz yazıyor. Bazı günler aynı kahvaltıları yapıp çoğunlukla aynı yemekleri yiyoruz. Bu;  öfkemizin, sancımızın , neşemizin ve hâlsizliğimizin benzer olmaya doğru gittiğini gösteriyor. Yemek dokunmuştur, yemedin mi bu öğlen, o pul biber çok yakıyordu, bu yemeği ben de sevmem, çay saatinde meyveli kek varmış. Cümleler bile aynılaşıyor. Cümleler benzediğinde kaderler de mi benzemeye başlar? İkiz doğmak var da ikizleşmek var mıdır? Sayımıza bakarsak yüz'leşmek var mıdır? Bununla yüzleşiyorum. Kendi cümlelerimden onlara kurdurmaya çalışıyorum çoğunlukla. Gidiyam değil gidiyorum. Biliyorum ikisini de söyleyebiliyorsun ama alıştığın şey hayatın olur diye korkuyorum. Size hayal kurmayı öğretmek istiyorum. Durmadan pencereden baktırıyorum, siz de bakıyorsunuz. Derste fındık karıştıran amcaya bakıyorum. Aslında diyorum ki hayatın sıradan şeyleri çağırdığında elindeki olağanüstü şeyleri bırakmayı bil. Bu iyileştirir. Dağları sis kapladığında da baktırdım size. İçiniz sisli olduğunda duyun da yağmuru olur olmadık yerde indirmeyin diye. Size şiirlerin hikâyesini ve bestelenmiş hâllerini dinlettim. Bu bir bakıma duyup geçmeyin, görüp gelmeyin diye. Ömür detaylı yaşandığında sandığınızdan daha da bereketleniyor. Falanlarım ve filanlarımla size daha neler anlatırım ve neler duyarım bilmiyorum. Kısacası sizi sevdim süt kızlar, okutursa babanızı da seveceğim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar