İYİ Kİ BEN VARIM!


    Yine anlatacaklarım ve atlattıklarım arasında bir yerden selam:) Hep nereden başlasam diyorum. Başlamak çok zor. Evin içinde bir sürü çocuk koşuşturuyor. Ve ben en yaramazını susturmakla, en uslusunu durdurup yanıma çekmek arasında kalıyorum. İşler zorlaştığında mantığımı değil ellerimi kullanıp en yakını tutup çekiyorum. Yani en yakın günü anlatmak istiyorum. 
    Dün kar başladı burada, epey de yağdı. Bu yüzden bugün evdeydik. Elektrikler de gidip geldi. Hani bir ara dünyada tüm elektrikler kesilecek diye bir dedikodu çıkmıştı. İşte o gün herkes alıyor diye ben de kırklı mum söylemiştim. Bir yıl sonra bambaşka bir yerde tek tek yakmaya başladım. Geldiğin yer ile yandığın yer biraz farklı oldu mumcum ama senin için önemli değildir diye düşünüyorum. Biz insanlara sor şu muhabbeti, nerelere uğrayıp nerede yandığımız üzerine konuşmalarımızla şairleri kıskandırırız. Ama ben ne yaptım? Mumu tutup soğan kavurdum. İki taraf da ağladıysa sıkıntı yok. Sabah halbuki mutluluktan gülüyordum. Okulumuzun 24 Kasım töreni vardı. Kar izin vermezken, soğuk dev gibi büyürken biz arkadaşlarla kol kola tören alanına geçtik. Çok soğuktu ve ben soğuğu sevmezken hiç üşümedim.Gülmek, güneşten eski bir ısınma aracıdır belki kim bilir? İnsanların aman yazma dediği yerde roman yazacak kadar günlerimin dolu dolu geçmesi beni de şaşırtıyor. Şaşırmayı bir yere bırakıp size neler olduğunu anlatayım. İlçede öğretmen anı yarışmasında ikinci oldum. Başta yanlış anlaşılmadan dolayı üçüncü olduğum söylendi. Hiç sevinmedim. Sanki yazıma değil de sevgime üçüncülük verildi gibi hissettim. Öğrencilerime sevgimi anlattığım yazıda sanıyordum ki en çok ben seviyorum, biraz bozuldum. Sonra acaba bende hırs mı var dedim. Bir güzel konuştum kendimle. Geçmişime baktığımda dünya kadar başarısızlığım var ve üzülmemişim de. Burada, dedim ya sevgim beğenilmemiş gibi düşündüm ve inandım birinciliğime. O merdivenlerden güzel elbisesiyle köylü kızı birinciliği hayal edip çok indi. Üçüncülük duyunca da yuvarlandı. Sonra bir önceki okulumdan öğretmenler günü yemeğine davet geldi. Zonguldak'a... Zaten gelemez deyip çağırmamazlık etmeyip bir ihtimale karşı yer ayırmalarını nasıl anlatsam? Hani sandalyede senin yerine çanta konur da yerin tutulur ya gitsen bile yerin korunur. İşte bu çanta konuluşunu görünce bavul hazırlama ihtimali oluştu. Muhakkak gideceğim ileri bir günde. Şimdilik benim için hazırlanan plaket hediyeleri geliyor.Yani dostlar üzülmemin peşine güzel bir haber aldım. Allah bazen eşeğini önce kaybettirip sonra buldurmaz da yeni bir eşek gönderir. Sonra da ilçede ikinci olduğum gerçeği ile eşek bulundu ve iki eşeğim oldu. Arkadaşım yanımda ve ona diyorum ki Korgan böyle bir yer. Eşek muhabbetli. Bana alışveriş merkezi, Gratis var mı diyor. Onu Bim'e götürüyorum. Manavda marul bulunca seviniyoruz. Küçük şeylerden mutlu olmayı öğrene öğrene günlerimiz geçiyor. Bir ara acilde antideprasan yazarlar mı dedi ama merak etmeyin her şey yolunda. İnsanın alışmak diye bir huyu var, alışamazsa gitmek gibi bir yolu... Şimdilik alışmak çok eğlenceli geliyor. Geçenlerde öğrenci kucağımda bayıldı. Ayıldığı için eğlenceli kısmını anlatıyorum. Kan görünce bayılıyormuş, kan gördü mü, hayır... İnsan psikolojisi ne farklı değil mi? Adı geçse yetiyor. Bir önceki konu hemlich manevrası. Diyor ki görevli yalnızsanız şöyle yapın. Evet hocam ne yapıyoruz diyorum. Kendimi kurtarırım bir sandalyeyle ama kendimi kendimin kurtarması gerçeği acıtmaz mı? Eskiden olsa acıtırdı. Şimdi diyorum ki iyi ki kendim varım, yoksa ne yapardım? Arkadaşımla kendimize bir gün hediye ediyoruz. Çiçek alıp, takıcıları gezip, kahve içiyoruz. Diyoruz ki iyi ki ben varım. Bana kim iyi gelirdi yoksa? Bazen hem çok duygulu hem dalgacı bir yanım olmasına şöyle diyorum: Kendim olmasa benimle ne yapardım? Tüm yaralarımı gıdıklayarak iyileşiyorum. Siz de öyle yapabilirsiniz.:)

Yorumlar

Popüler Yayınlar